Naat ve islami bilgiler için | naatlar .tr.gg - herkez yaptığını bulur |
|
|
|
Herkes yaptığını bulur
İnsan, başıboş olarak yaratılmamıştır. Her yaptığının hesabını verecektir. Bunun için yapılan her işi, her davranışı iyi hesap etmek ve ona göre yapmak gerekir. Kişi, ana-babasına nasıl muamele ederse, çocukları da ona öyle muamele ederler. “Eden bulur”, “Ne ekersen onu biçersin” gibi güzel ata sözlerimiz vardır. Birisi bir yerde babasını dövüyormuş. Etraftan yetişenler;
-Bu ne hal, utanmıyor musun, insan hiç babasını döver mi, diye oğluna bağırmışlar ve babayı oğlunun elinden kurtarmak istemişler. Fakat dövülen şahıs, onlara dönüp o perişan haliyle demiş ki:
-Bırakın! Ben de burada babamı döverdim. Şimdi de aynı yerde evladım beni dövüyor. Onun suçu yok. Ben kendi yaptığımın cezasını çekiyorum.
“Kimsenin yaptığı yanına kâr kalmaz”, “Rüzgar eken fırtına biçer”, “Zulüm payidar olmaz” gibi yapılan iyiliklerin, kötülüklerin dünyada veya ahirette mutlaka bir karşılığının olacağını bildiren birçok ata sözlerimiz vardır. Bunları unutmamak gerekir.
İyilik eden iyilik, kötülük eden de kötülük bulur. İyilik edene, mal ile, hizmet ile karşılığı yapılır. Bunu yapamayan, teşekkür ve dua eder. Yapılan iyiliklere, karşılık yapmayanın başına kakılır, kötülenir, incitilir. Çünkü, iyiliğe karşı iyilik yapmak, insanlık vazifesidir. Errahman suresinin 60. âyet-i kerimesinde mealen; (İyiliğin karşılığı, ancak iyilik olur) buyuruldu.
Enbiya suresinin 47. âyet-i kerimesinde mealen buyuruldu ki:
(Kıyamet günü adalet ölçüsünü ortaya koyarız. Kimseye bir zulüm yapılmaz. Hardal danesi kadar iyilik eden karşılığına kavuşur.)
Zilzal suresinin 7. âyet-i kerimesinde de mealen; (Zerre miktarı iyilik yapan onun karşılığını bulur) buyurulmaktadır.
Şeyh Rükneddin hazretleri, talebelerinden birine yazdığı mektubunda şöyle buyurur:
“Bir gün Emir-ül-Müminin hazret-i Ali;
-Ben hiç kimseye asla iyilik ve kötülük etmedim buyurdu. Oradakiler bu söze hayret ettiler ve;
-Ey Emir-ül-müminin, belki sizden hiç kimseye karşı bir kötülük meydana gelmiş değildir ama iyilik için ne buyurursunuz? dediklerinde;
-Allahü teâlâ, Casiye suresi 15. âyetinde mealen; (Salih, iyi amel eden kendine, kötülük eden de kendine etmiş olur) buyurdu. O halde benden meydana gelen her iyilik ve kötülük, aslında benim içindir ve banadır, başkasına değil cevabını verir.”
Lokman Hakim hazretleri oğluna hitaben buyurdu ki:
“Ey oğlum! Merhamet eden merhamet bulur. Sükut eden selamete erer, hayır söyleyen kâr eder, kötü konuşan günahkâr olur, diline hakim olmayan pişman olur.”
Abdülehad Serhendi hazretleri, nasihat isteyen talebesine hitaben:
“Allahü teâlâ hazır ve nazırdır. Her işini görmekte, her yaptığını bilmektedir. O halde bilerek, anlayarak söyle. Bilerek anlayarak dinle. Bilerek anlayarak iş yap. Bilerek dur, bilerek yürü. Kısaca bugün öyle ol ki, yarın mahcub olmayasın. Birkaç gece rahatsız ol da, sonsuz rahata kavuş” buyurmuştur.
Muhammed Murad Efendi buyurdu ki:
“Kişi, kendine her ne muamele yapılırsa, başkasına da o muameleyi yapmalıdır. Bu nasihati kabul eden kimse, dünya ve ahirette selamet bulur.”
Müslüman elinden ve dilinden emin olunan kimsedir. Herkes yanındakinden verir ve kendi sermayesini kullanır. Peygamber efendimiz; (Müslüman elinden ve dilinden emin olunan kimsedir) ve; (İyilik edene iyilik et, kötülük edeni affet) buyurmuştur.
Bir fincan kahvenin dahi kırk yıl hatırı vardır. Bu sebeple bir iyilik yapanı, ölünceye kadar unutmamalıdır. İyilik edene teşekkür etmeyen kimse, Allahü teâlâya şükretmiş olmaz ve bu kimseden Allahü teâlâ razı olmaz. Çünkü o iyiliği o kimseye yaptıran Allahü teâlâdır.
Netice olarak atalarımız, “Çalma elin kapısını, çalarlar kapını” demişlerdir. “Eden bulur” sözü de bu manayı işaret eder. Büyüklüğün şanı, sana yapana aynısını yapmak olmayıp, onu affetmektir. Geçmişteki olaylardan ibret almaktır. Zaten Kur’an-ı kerimde mealen; (Herkes yaptığını bulur) buyurulmaktadır.
Herkes yaptığını bulur
08.09.2008
İnsan, başıboş olarak yaratılmamıştır. Her yaptığının hesabını verecektir. Bunun için yapılan her işi, her davranışı iyi hesap etmek ve ona göre yapmak gerekir. Kişi, ana-babasına nasıl muamele ederse, çocukları da ona öyle muamele ederler. “Eden bulur”, “Ne ekersen onu biçersin” gibi güzel ata sözlerimiz vardır. Birisi bir yerde babasını dövüyormuş. Etraftan yetişenler;
-Bu ne hal, utanmıyor musun, insan hiç babasını döver mi, diye oğluna bağırmışlar ve babayı oğlunun elinden kurtarmak istemişler. Fakat dövülen şahıs, onlara dönüp o perişan haliyle demiş ki:
-Bırakın! Ben de burada babamı döverdim. Şimdi de aynı yerde evladım beni dövüyor. Onun suçu yok. Ben kendi yaptığımın cezasını çekiyorum.
“Kimsenin yaptığı yanına kâr kalmaz”, “Rüzgar eken fırtına biçer”, “Zulüm payidar olmaz” gibi yapılan iyiliklerin, kötülüklerin dünyada veya ahirette mutlaka bir karşılığının olacağını bildiren birçok ata sözlerimiz vardır. Bunları unutmamak gerekir.
İyilik eden iyilik, kötülük eden de kötülük bulur. İyilik edene, mal ile, hizmet ile karşılığı yapılır. Bunu yapamayan, teşekkür ve dua eder. Yapılan iyiliklere, karşılık yapmayanın başına kakılır, kötülenir, incitilir. Çünkü, iyiliğe karşı iyilik yapmak, insanlık vazifesidir. Errahman suresinin 60. âyet-i kerimesinde mealen; (İyiliğin karşılığı, ancak iyilik olur) buyuruldu.
Enbiya suresinin 47. âyet-i kerimesinde mealen buyuruldu ki:
(Kıyamet günü adalet ölçüsünü ortaya koyarız. Kimseye bir zulüm yapılmaz. Hardal danesi kadar iyilik eden karşılığına kavuşur.)
Zilzal suresinin 7. âyet-i kerimesinde de mealen; (Zerre miktarı iyilik yapan onun karşılığını bulur) buyurulmaktadır.
Şeyh Rükneddin hazretleri, talebelerinden birine yazdığı mektubunda şöyle buyurur:
“Bir gün Emir-ül-Müminin hazret-i Ali;
-Ben hiç kimseye asla iyilik ve kötülük etmedim buyurdu. Oradakiler bu söze hayret ettiler ve;
-Ey Emir-ül-müminin, belki sizden hiç kimseye karşı bir kötülük meydana gelmiş değildir ama iyilik için ne buyurursunuz? dediklerinde;
-Allahü teâlâ, Casiye suresi 15. âyetinde mealen; (Salih, iyi amel eden kendine, kötülük eden de kendine etmiş olur) buyurdu. O halde benden meydana gelen her iyilik ve kötülük, aslında benim içindir ve banadır, başkasına değil cevabını verir.”
Lokman Hakim hazretleri oğluna hitaben buyurdu ki:
“Ey oğlum! Merhamet eden merhamet bulur. Sükut eden selamete erer, hayır söyleyen kâr eder, kötü konuşan günahkâr olur, diline hakim olmayan pişman olur.”
Abdülehad Serhendi hazretleri, nasihat isteyen talebesine hitaben:
“Allahü teâlâ hazır ve nazırdır. Her işini görmekte, her yaptığını bilmektedir. O halde bilerek, anlayarak söyle. Bilerek anlayarak dinle. Bilerek anlayarak iş yap. Bilerek dur, bilerek yürü. Kısaca bugün öyle ol ki, yarın mahcub olmayasın. Birkaç gece rahatsız ol da, sonsuz rahata kavuş” buyurmuştur.
Muhammed Murad Efendi buyurdu ki:
“Kişi, kendine her ne muamele yapılırsa, başkasına da o muameleyi yapmalıdır. Bu nasihati kabul eden kimse, dünya ve ahirette selamet bulur.”
Müslüman elinden ve dilinden emin olunan kimsedir. Herkes yanındakinden verir ve kendi sermayesini kullanır. Peygamber efendimiz; (Müslüman elinden ve dilinden emin olunan kimsedir) ve; (İyilik edene iyilik et, kötülük edeni affet) buyurmuştur.
Bir fincan kahvenin dahi kırk yıl hatırı vardır. Bu sebeple bir iyilik yapanı, ölünceye kadar unutmamalıdır. İyilik edene teşekkür etmeyen kimse, Allahü teâlâya şükretmiş olmaz ve bu kimseden Allahü teâlâ razı olmaz. Çünkü o iyiliği o kimseye yaptıran Allahü teâlâdır.
Netice olarak atalarımız, “Çalma elin kapısını, çalarlar kapını” demişlerdir. “Eden bulur” sözü de bu manayı işaret eder. Büyüklüğün şanı, sana yapana aynısını yapmak olmayıp, onu affetmektir. Geçmişteki olaylardan ibret almaktır. Zaten Kur’an-ı kerimde mealen; (Herkes yaptığını bulur) buyurulmaktadır.
|
Bugün 79 ziyaretçi (545 klik) kişi burdaydı! |
|
|
|
|