Her kötülüğün ilacı
Allahü teâlâ, ölüm hariç her derdin devasını yaratmıştır. Her sıkıntının, her üzüntünün çaresi vardır. Her şey bir sebep ile yaratılmıştır. Bir şeye kavuşmak isteyen, o şeyin sebebine yapışır. Herhangi bir şeyin sebebine yapışan da, onun neticesine kavuşur.
Her derdin, hastalığın, sıkıntının ilacı olduğu gibi, kötülüklerden kurtulmanın da bir ilacı vardır. Doğru kılınan namaz, her kötülüğün ilacıdır. Çünkü Ankebut suresinin kırk beşinci âyetinde mealen; (Doğru kılınan namaz, insanı fahşâdan ve münkerden herhalde uzaklaştırır) buyurulmaktadır.
Âyet-i kerimede geçen “herhalde” muhakkak anlamındadır. Yani namaz, insanı, kötülüklerden muhakkak uzaklaştırır demektir. Yalnız âyet-i kerimede, “Doğru kılınan namaz” buyuruluyor.
Şartlarına uyarak, doğru kılınan namaz, her kötülüğün ilacıdır. Her türlü kötülükten insanı uzaklaştırır. Buna inanmak lazımdır. (İnkâr eden mahrum kalır) sözü meşhurdur. İnanarak ve de şartlarına uyarak kılınan namaz, insanı, kötülüklerden kesin olarak uzaklaştırır. Namaz kıldığı halde, kötülüklerden kurtulamayan kimse, hatayı kendinde aramalıdır. Guslünü, abdestini ve namazlarını kontrol etmesi lazımdır. Muhakkak bir yerlerde hatası vardır. Çünkü Rabbimizin sözü kesindir.
İnsanı kötülüklerden uzaklaştırmayan bir namaz, doğru namaz değildir. Görünüşte namazdır. Bununla beraber, doğrusunu yapıncaya kadar, görünüşü yapmayı da elden bırakmamalıdır.
Namaz bir ölçektir. Kim dolu dolu ölçer, onu hakkıyla kılarsa, büyük ecir ve mükafata kavuşur. Kim ki, eksik ölçerse yani şartlarına ve adabına uygun kılmazsa, Allahü teâlânın buyurduğu Cehennemi hatırlasın.
Bunun için anne ve babaların, evlatlarına namazın önemini anlatması ve mutlaka namaz kıldırması lazımdır. Çocukların, namaz kılmasına mani olan her şeyin, felaketlerine sebep olacağını bilmelidir. Çocukların istikbalini garantiye almak, iyi bir Müslüman olması ile mümkündür. Diploma ile istikbal garantiye alınmış olmaz. İyi bir Müslüman olduktan sonra diploma işe yarar. O zaman, hem kendisine hem de insanlara daha çok faydalı olur.
Eğer bir anne, bir baba, evladını namaza kaldırmıyorsa, onu eliyle Cehenneme atıyor demektir.
İnsanı dünyada ve ahirette felaketlerden, sıkıntılardan kurtaracak ancak namazdır. Müminun suresi başındaki âyet-i kerimede mealen, (Müminler herhalde kurtulacaktır. Onlar, namazlarını huşu’ ile kılanlardır) buyuruldu.
Dünya işlerinde bir darlığa ve sıkıntıya düşen kimse, istiğfara ve namaza yönelmelidir. Doğru kılınan namaz her derdin ilacıdır.
Dünya sıkıntılarını ileri sürerek namazda gevşek davranmak, akıllı kimselerin yapacağı şey değildir. Zira günlerin beraberinde getirdiği hadiseler, bizi tesiri altına almamalıdır. İyi bir Müslüman olmaya bakmalıdır. Zaman içerisinde gelen musibetler ve belalardan dolayı sabırsızlık göstermemelidir. Dünyanın sevinci de, kederi de, bolluğu da, darlığı da devamlı değildir. Dünyanın geçici olan bu halleri, bizi aldatmamalıdır. Bunları ileri sürerek, her kötülüğün ilacı olan ve her şeyden önce Rabbimizin emri olan namazı, terk etmemelidir.
Her gün beş vakit namaz kılmak zor değildir. Günah kirleri ile kalbler kararmış ise, o zaman zor gelir. Namaz kılmak, Allahü teâlâdan korkan müminlere kolay gelir, zor gelmez. Zira Bekara suresi, kırk beşinci âyetinde mealen; (Namaz kılmak, yalnız müminlere, Allahü teâlâdan korkanlara kolay gelir) buyuruldu.
İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
“Farzların en üstünü, en yükseği namazdır. "Namaz, müminin miracıdır" ve "Kulun, Rabbine en yakın olduğu zamanı, namazda olduğu zamandır!..." hadis-i şerifleri bunu haber vermektedir. "Allahü teâlâ ile öyle vakitlerim vardır ki..." hadis-i şerifinde bildirilen, Resulullah efendimizin en kıymetli zamanları, bu fakire göre, namazdaki zamanıdır. Günahları örten namazdır. İnsanı kötü, çirkin şeyleri yapmaktan koruyan, namazdır. Resulullah efendimizin; "Yâ Bilâl, beni ferahlandır!" buyurarak, rahatlandırılmak istediği şey, namazdır. Dinin direği namazdır. Müslümanlık ile kâfirliği birbirinden ayıran, namazdır.”
Abdullah-ı Dehlevi hazretleri de buyurdu ki:
“Bütün ibadetler namaz içinde toplanmıştır. Kur'an-ı kerim okumak, tesbih söylemek yani sübhânallah demek, Resulullah efendimize salevât söylemek, günahlara istigfar etmek ve ihtiyaçları yalnız Allahü teâlâdan isteyerek Ona dua etmek namaz içinde toplanmıştır. Ağaçlar, otlar, namazda durur gibi dik duruyorlar. Hayvanlar, rüku hâlinde, cansızlar da ka'dede, oturuyor gibi yere serilmişlerdir. Namaz kılan, bunların ibadetlerinin hepsini yapmaktadır. Namaz kılmak, Mirac gecesi farz oldu. O gece mirac yapmakla şereflenen, Allahü teâlânın sevgili Peygamberine uymayı düşünerek namaz kılan bir Müslüman, O yüce Peygamber gibi, Allahü teâlâya yaklaştıran makamlarda yükselir.”
Kısacası namaz, müminin miracı ve her derdin ve her kötülüğün de ilacıdır.