Naat ve islami bilgiler için | naatlar .tr.gg - Karz-ı Hasen |
|
|
|
Karz-ı Hasen |
Muhterem Müminler !
İhtiyaç halinde borçlanmak beşeri bir zaruret, ihtiyaçlı olana borç vermek ise faziletli bir ameldir. Kur’an-ı Kerim’de Allah rızası için iyilik ve hayır niyeti ile borç ve ödünç vermek “karz-ı hasen” olarak ifade edilir. Karz-ı hasen; herhangi bir karşılık beklemeden sıkıntı içinde bulunan bir kimseye borç vermek ve borcunu ödemede kolaylık sağlamaktır.
Cenâb-ı Hak sıkıntıda olana borç vermeyi âdeta kendisine verilmiş bir borç gibi kabul etmiş ve bunun karşılığının fazlasıyla ödeneceğini şu beyanı ile dile getirmiştir: “Kim Allah’a güzel bir ödünç verecek olursa ,Allah da onun karşılığını kat kat verir. Ayrıca ona değerli bir mükafat da vardır.[1] Peygamber Efendimiz (s.a.v) borç vermenin sadaka vermekten daha faziletli olduğunu; “Sadaka on misliyle, borç verme on sekiz misliyle mükafat görür”[2] hadisi ile ifade eder.
Değerli Müminler !
Borç veren kardeşlerimiz yalnızca Allah rızası için vermeli ve borç alan kişiyi herhangi bir söz ve tavrıyla minnet altında bırakmamalıdır. Zira böylesi bir tutum kişinin hayır niyeti ile yaptığı amelini boşa çıkarır.[3] Borçluya ödeme kolaylığı sağlamak hususunda Allah Teâlâ’nın şu buyruğunu hatırda tutmakta fayda vardır: “Şayet (borçlu) darlık içindeyse eli genişleyinceye kadar ona mühlet vermek gerekir. Eğer (gerçekleri) anlarsanız bunu sadaka olarak bağışlamanız sizin için daha hayırlıdır”[4]
Aziz Cemaat !
Sosyal bir yardımlaşma olan karz-ı hasen’in iyilik ve ibadet anlayışı içinde devam etmesi için borçlanan kardeşlerimiz de şu hususlara dikkat etmelidirler: İlerde muhtemel anlaşmazlıkları ve mağduriyetlerin önlemesi için borçlar yazılıp kayıt altına alınmalı iyi niyetler suistimal edilmemeli ve zamanı gelince borçlar ödenmelidir. Zira Peygamber Efendimiz (s.a.v) “Borcunu ödeyecek durumda olan kimsenin ödemeyi geciktirmesi zülümdür’’[5] buyurmuşlardır. Borç veren kişiye teşekkür ve onun için dua etmek isi ahlâkî bir ödevdir. Kişi borçlu olarak vefat ederse, kul hakkı olması hasebiyle ahiret vebalinden kurtulması için varisleri onun borcunu ödemelidir.
Merhamet, fedakarlık ve kardeşliğin en güzel ifadelerinden olan karz-ı hasen bizi biz yapan değerlerimizden biri olduğuna şüphe yoktur. İhtiyaç sahibi nice kardeşimiz borç dahi bulamadığından bunalıma girebilmekte çaresizlikten tefecilerin eline düşebilmektedir. Zamanımızda aşırı dünyevîleşme, hayır ve iyilik yapma duygularının körelmesi, ekonomik sıkıntılar, borç verenin alacağını geri alamayıp mağdur edilmesi gibi hususlar karz-ı hasen duygusunu zaafa uğratan unsurlardır. Fakat bizler herhalükârda hayırlı ve faydalı olmayı emreden bir dinin mensuplarıyız. Onun için dara düşene borç verip sıkıntısını paylaşma geleneğimizi yaşatmalıyız. Bu bizim dinî ve millî bir hasletimizdir. Bu hasleti yaşatacak olan da aramızdaki sevgi, merhamet ve güven duygusudur.
Sahip olduğumuz imkanlar dünya ve ahiret mutluluğu için birer vesiledir. Rabbimizin kat kat mükâfat vaad ettiği karz-ı hasen için daha duyarlı olmamız lazımdır. Çünkü fertlerin, ailelerin, toplumun mutluluğu karşılıklı yardımlaşma ve kaynaşmayla mümkündür. Kendimizi mutlu kılmanın sırrı başkalarını mutlu kılmaktadır. Hutbemi bir hadis-i şerif meali ile bitiriyorum “Kim bir müslümanın dünya sıkıntılarından birini giderirse, Allah da kıyamet günü onun sıkıntılarından birini giderir. Kul kardeşinin yardımında olduğu sürece Allah da onun yardımcısı olur..”[6]
Alaaddin DEMİRYÜREK
Erenler Köyü Camii İmam Hatibi / ŞİLE
[1] Hadid 57 / 11
[2] İbni Mace, Sadakat 19
[3] Bakara 2 / 264
[4] Bakara 2 / 280
[5] Tirmizi, Büyü 68 (1308
[6] Buhari Mezalim 3
|
|
Bugün 1 ziyaretçi (14 klik) kişi burdaydı! |
|
|
|
|